Somada ki Tüm Ocaklara Gelsin...

19.05.2014 09:26

KARA OCAKTAN KARA TOPRAĞA

 

Bugün içim bir başka acı bir başka hüzün bulutlarını barındırmakta. Yağmuru yok, bugün bulutlarımın söz verdi içine akıtacaktı damla damla. Yüreğim yerin ta yedi kat altında ezildi, bugün kor kor alev alev yandı. Yanmak ne demek kavurdu da geçti. Külleri kaldı avucumda nasibime düşen. Duyunca inanamadım ya da inanasım gelmedi. Kara ocak yanıyordu bu sefer yakıtı kömür değil insandı yavaş yavaş yanan. Korkmuştum göçük altında kalan emekçilerdi onlar. Ekmeğinin peşinde yerin yedi kat arlında bir lambanın ışığında umudun peşinde koşan insanlardı onlar.

 

Bugün her ocaktan ayrı tüttü dumanlar. Her bir ocakta ayrı bir yaşanmışlıklar. Eller bugün tek bir umut uğruna semaya uzandı. Yaşasınlar diye. Kötü haber gelmesin diye edildi dualar. Kimseye etmedim şikâyet bugünde ağladım derdime. Onca canın kömür olana kadar kavuranda bugün kömür değil miydi? O ocaklar ateşi düşürende kömür. Selalar bugün kim bilir kim için deyipte umursamadığımız insanlar için verilmedi umursuzca kulak ardı ettiğimiz. Bugün duvarlarında inleyen kazma sesleri yoktu madende. Bu selalar işte o sessiz duvarlarda yiten adının önemi olmayan emekçiler için dilim varmıyor bir top an ekmek uğruna ölen insanlar için verilmedi mi peşin sıra.

 

Her zaman kinden farklı idi bugün burada. Her zaman yerin yedi kat ardından çıkıp gelen eşler, babalar, atalar, dedeler bugün gelmedi. Çok şükür bugünde sağ salim geldim geçmiş olsun diyemediler. Küçükken anlatılan yerin yedi kat altındaki canavar bugün izin vermedi mi?  çıkmalarına. Hapsetmişti canlarımızı ateşler püskürtüyordu ağzından ateşler saçıyordu belki. Neden kızmıştı hâlbuki paylaşmaz mıydı her gün kömürleri ne olmuştu da kızmıştı o canavar.

 

Benim oyuncaklarımdı baretler, gaz maskeleri oksijen tüpleri. Bende büyüyünce madenci olacaktım. Sırf yerin altında ki canavarı göreyim diye. Gözleri yüzleri neden kara olur diye sorardım da. Bana canavar tanımasın diye derlerdi çocukça kandırmacalar değil miydi? Ne olur bugünde tanımasın bu canavar sevdiklerimizi ne olur dedim. Çok kalabalık bugün burası biz düğüne gelmemiştik. Düğün olsa oynarlardı ağlamazlardı, Gözler bugün tek bir yere kilitlenmişti. Ocağın maden ocağının kapısına. Ocaklarına ateş düşmüştü insanların o ateşi söndürmek istercesine gözyaşı akıtılıyordu. Havada bulut yok tu bugün bu ne dumandı, mahlede ölüm yoktu bugün bu ne figandı bugün.

 

Maden alabildiğine uzundu uzun olmasına ama madenin geriye verdiği yitik bitmiş kül olmuş hayatlar yaşamlar kısacıktı. İsyan etmek kime neden niçindi? Her bekleyişte Sayıları bir bir artan ana kuzuları. Artan sayılar değil artan gözyaşları değil miydi? Artan kömürde kül olmuş bedenler değil miydi? Maalesef artan çok şey vardı ama azalan umutlar umutlarımız değil miydi? Aslında bu bizim hikâyemiz di sonu belli olan kömürün kömürcünün madenin madencinin hikâyesi. Yıllarca süregelen bahtı kara hayatlarda kararan yaşamlar.

 

Yan yana omuz omuza çalışan ana kuzuları bugün helalleşerek yan yana yatmakta idi. Yetim bir nesil büyüyecekti belli. Dertlere derman olmak isteyenler çok tu bugün ya yarın. Hatırlanabilecek miydik hatırlarda kalacak mıydık? Sözler tutulacak mıydı? Yaralar sarılacak mıydı? Bu bir karanlıktı ya çıkacak mıydık birlikte yanımızda kalacak mıydınız? Kaybın acısı geçmez. Geçmeyecekti. Ama yine kenetlenmiş ti tüm maden işçileri geride kalanlar olarak. Onlar değil miydi kendi canını kurtarınca şükür deyip tekrar karanlığa dalıp bir canı belki kurtarırım umuduyla karanlıkta yol alan. Ve onlar değil miydi canını kurtarıp içeri girip de ora da kalıp can veren. Mezarlıklar doldu taştı bugün mezarlığa getirilen her bir ana kuzu toprağa verildikten sonra beklide içinde kömür olan taşlarlar örtülmedi mi üzerleri.

 

Ey bu topraklarda yatan babalar, ağabeyler, amcalar, dayılar, dedeler biliyorum belki gün ışığında girdiğiniz karalıkta bir daha yıldızları göremediğiniz biliyorum ama şunu artık çok iyi bilmekteyim. Gökyüzünde artık parlayan        ÜÇYÜZBİR yıldızdan birisiniz sizler kara kömürlerin en parlak yüreğimiz de ki yıldızları.

 

Taksiratınız af ruhlarınız şad olsun

                                                                                     TOLGA TURAN

Geri

© 2014 Tüm Hakları Saklıdır.

Ücretsiz web sitesi oluşturun!Webnode